21 Ekim 2012 Pazar

Şenol Güneş'in Mehter Takımı

Denk güçlerin mücadelesi şeklinde geçen ilk kırk beş dakikada, soyunma odasına Fernandes’in işgüzarlığını fırsata çeviren Trabzonspor üstün olarak gitti. Karşılaşmanın ilk yarısının en etkili oyuncusu olan Portekizlinin art niyetini iyi süzen Cüneyt Çakır serbest vuruşu tekrarlatmayarak hem doğru bir karara imza atmış oldu, hem de ilk yarıda görmeyi ummadığımız golü görmemizi sağladı.

Trabzonspor takımı sahaya 4-1-4-1 düzeninde çıktı. Yetenek eksikliklerini bir tarafa bırakırsak, sahaya çıkan kadronun iki temel hatası vardı. İlki orta saha oyuncularının gereğinden fazla topu geriye doğru oynamaları ve savunma oyuncularını zor durumda bırakmaları, ikincisi ise hiçbir santrafor özelliğini bünyesinde barındırmayan Halil’in bu bölgede oynatılması. Halil yerine Janko ya da Emre Güral tercihi takımın hücum etkinliğini ve gol pozisyonlarını olumlu yönde etkileyebilirdi.

Trabzonspor takımı kanatları kullanmaya çalışarak doğru bir yol izlemiş olsa da yapılan ortaların etkisizliği, etkili olanları da değerlendirebilecek santrafor eksikliği bordo mavililerin havanda su dövmesine yol açtı.

Tipik bir küçük takım havasında bütün hatlarıyla savunma yaparak ikinci yarıya başlayan Trabzonspor, Onur’un büyük hatası sonucu yediği golle yakalamış olduğu büyük avantajı da kaybetmiş oldu. Koca bir 45 dakikada hiçleri oynayan Halil’in sahada kalmış olması, orta sahada top kontrolü olan ve oyunu ileri doğru oynayan tek oyuncuyu çıkarıp yerine hiçbir işe yaramayan Barış’ı almak da tam anlamıyla bir teknik adam faciasıydı.

Bütün bu olumsuzlukların sonucunda ikinci yarıda oyunun tüm kontrolünü Beşiktaş’a veren Şenol Güneş, tam anlamıyla bir el freni vazifesi görmüş oldu. Şenol Güneş’in kendisine yardımcı olacak ve saplantılarından kurtulmasını sağlayacak iyi bir yardımcıya ihtiyacı olduğu bu karşılaşmada bir kez daha ortaya çıktı. Aksi takdirde Trabzonspor takımı mehter takımı gibi iki ileri bir geri yoluna devam etmek zorunda kalır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder