15 Temmuz 2012 Pazar

Burak Yılmaz ve Gerçekler


Burak Yılmaz konusunu fikir beyan etmeye bile değer görmüyordum ki Sadri Şener’in yapmış olduğu sert çıkış bu konuda bir şeyler yazmam gerekliliğini hissettirdi.

Burak Yılmaz Trabzonspor formasını giydiği süre zarfında kendisinden beklenmeyen derecede iyi bir performans sergilemiş ve aldığı paranın karşılığını vererek teşekkürü hak etmiştir. Sözleşmesini uzatırken koydurmuş olduğu 5 milyon avro karşılığı serbest kalır maddesini kullanarak istediği kulübe gitme konusunda da özgürdü ve O da bunu yaptı.

Buraya kadar her şey normal ve olması gerektiği gibi… Normal olmayan ise Sadri Şener’in haklı olduğu konuda kendini haksız duruma düşürdüğü açıklamalarıdır. Sayın Şener bu hareket sonrası Galatasaray kulübüyle dostluğumuzun bittiğini ve Ünal Aysal’la daha önce bu konuda konuşmasına rağmen Aysal’ın etik davranmadığını söylüyor. Sayın Şener’in kaçırdığı nokta Trabzonspor kulübünün Galatasaray ya da diğer İstanbul kulüpleri Fenerbahçe ve Beşiktaş ile zaten hiçbir zaman dost olmadığıdır. Bizim için hepsi sadece ve sadece rakiptir. Fenerbahçe’yi diğerlerinden ayıran ise bizden çalmış oldukları 3 şampiyonluğumuzdur.

Sayın Şener Galatasaray kulübüne sitem edecekse, Burak konusunda değil, sezon sonunda şampiyonlukları tehlikeye girdiği zaman sezonun bitiminde yapacaklarını söyledikleri basın toplantılarını yapmadıkları, TFF’yi devirmeye yardım edecekleri sözlerini unuttukları için sitem etsin. Demek ki Galatasaray camiası ağlamayan bebeğe meme vermezler sözünden hareketle istediğini almış ve susmuştur. O memenin de ne kadar temiz olduğu tartışılır…

Burak Yılmaz’ın yaptığı bu davranışa başta Başkan dahil şaşıranlara da küçük bir hatırlatma yapalım ki perşembenin gelişini çarşambadan göremediklerini anlasınlar. Trabzonspor Manisaspor’dan Selçuk İnan’ı aldığı sezon Burak Yılmaz için de Manisaspor’la anlaşmış, Burak’la da her konuda anlaşmış ve iş imza aşamasına gelmişti ki Burak Fenerbahçe’den gelen teklifle sözünden caymış ve Fenerbahçe’ye imza atmıştı.

Burak Yılmaz transfer edildiğinde benim aklıma ilk bu olay geldi ve zaten futbolculuğunu ve karakterini hiç beğenmediğim bu oyuncunun Trabzonspor forması giyecek olmasından duyduğum rahatsızlığı da belirttim. Burak’ın göstermiş olduğu yüksek performans Trabzonspor taraftarlarının Burak’ın yapmış olduğu çeşitli yanlışları görmesini engelledi. Görenler ise ya takım zarar görmesin ya da tepki olamasın diye fazla ses çıkarmadı ya da çıkaramadı. Neyse ki Burak için yazdıklarım arşivlerde var da şu an gidince mi böyle oldu deme şansını vermiyorum kimseye.

Teknik açıdan bakacak olursak Burak’ın gidişi Trabzonspor açısından çok olumlu bir olaydır. Her ne kadar 33 gol atmış olsa da Burak takım oyununu bozan, oyun içinde sergilediği tavırlarla  arkadaşlarını oyuna küstüren, top kontrol etme ve ayağında top tutma özelliği zayıf olduğundan çok top kaptıran ve takımını zor duruma düşüren, yardımlaşması son derece eksik olan bir oyuncuydu. Bütün takımın kendisine çalışmasından kaynaklı, şansı ve savunma arkasına attığı başarılı deparlar sayesinde gol vuruşlarındaki kısmi becerisi ile de çok başarılı bir sezon geçirdi ama Trabzonspor’u da oyun yapısı olarak allak bullak etti. Ne demek istediğim bu sene daha iyi anlaşılacaktır. Trabzonspor’da belki 20 gol barajını geçecek futbolcu bile olmayacaktır ama takım oyunu, hücum varyasyonları açısından zenginlik olacaktır. Volkan, Olcan gibi oyuncular daha fazla sorumluluk alacak belki hiç göremediğimiz bir Henrique’yi, bir Vittek’i görme fırsatı bulacağız.

Burak Yılmaz’ın gidişini karakter ve ahlak açısından değerlendirecek olursak da söylenecek tek şey; ‘Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim’dir. 

1 yorum:

  1. Profesyonel bir futbolcunun,sözleşmesine koydurduğu bir maddeyi işletmesini ahlaksızlık olarak değerlendiriyor iseniz sizin ahlak anlayışınızın sorgulanması gerek.Kızgınım demek yerine,ahlaksız demek insani değil bence.
    Ikincisi,Galatasaray'ın sezon sonu TFF'yi düşürme sözünden bahsetmişsiniz.TFF seçilirken Galatasaray ve Bursaspor dışında herkes destek verdi Trabzon dahil.Niye destek verdi?Çünkü tüpçü sizi şampiyonluğunuzu vereceğim diye kandırdı.Kandırıldığınızı anladıktan sonra gelip Galatasaray'a çatmanın alemi var mı?Çünkü siz destek vermese idiniz seöilemeyeceklerdi.Tüpçünün tüm vebali üstünüzdedir.Sadri Şener eminim iyi bir insan ama kötü bir yöneticidir.Takımda bir başarı söz konusu ise buna kendisinin katkısı sıfıra yakındır.GAzetelere sert mesajlar vererek kimse kendini kurtaramaz.Sosyal medyayı takip ederseniz Trabzon insanının yöneticilerine olan kızgınlığını rahatlıkla görebilirsiniz.Ama burası Türkiye.Koltuğu alan ona yapışıyor.Kimse başarısızlıkta ve beceriksizlikte istifa etmeyi düşünmez.Bakın Trabzon büyük ihtimalle fenerin yerine şampiyonlar ligine gidecek ama Trabzonda en ufak hazırlık yok.Yarın yumurta kapının ağzına geldiğinde Sadri bey yine palavra transferlerle sizin gözünüzü boyayacak ve yine adı-sanı duyulmamış bir Rum takımına eleneceksiniz.

    YanıtlaSil