23 Kasım 2011 Çarşamba

İşte Benim Trabzonspor'um.

Şunu açıkça balirteyim ki Trabzonspor bu akşam mükemmele yakın bir futbol oynayarak hem benim hem de milyonların kalbini fethetti. Futbolun gerektirdiği bütün doğruları 90 dakika boyunca sahaya yansıtan bordo mavili futbolcular, rakip takım teknik direktörünün de saygısı kazanmış olacak ki, maçtan sonra Ranieri'nin övgülerine mazhar oldular. Gerek sahada ter döken futbolcularımızı gerekse başta Şenol Güneş olmak üzere tüm teknik ekibi bu onurlu ve dik oyunları dolayısıyla tebrik ediyorum, bize bu onuru ve gururu yaşattıkları için de ayrıca teşekkür ediyorum.


Maça geçmeden önce değinmek istediğim bir kaç konu daha var. Bunlardan birincisi Şenol Hoca'mızın da basın toplantılarında belirttiği üzere bu takımın Şampiyonlar Ligi'nde bu ülkeyi temsil ettiği gerçeğini inatla görmek istemeyenlerin olduğudur. Her ne kadar kuyruk acıları da olsa, unutmamaları gereken şey Trabzonspor'un aldığı bu puanların ülke puanına büyük katkısı vardır ve ileriki yıllarda da kupalara katılacak takım sayımızı ve oynanacak ön eleme turlarını doğrudan etkileyecektir. Diğer bir konu da Trabzonspor'umuzun 5 maç sonunda 6 puanla 2. sırada olduğu gerçeğidir. 4. torbadan katıldığı grupta, bir üst tura çıkma şansını son maça taşıyarak taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayan bordo mavililer büyük bir başarı yakalamışlardır. Hem de kendi dışlarında yaratılan bütün yanlışlara ve karmaşalara rağmen. İnter takımının içinde bulunduğu durumu bahane edip Trabzonspor'un başarısı gölgelemeye çalışmak ya geri zekalılık ya da kötü niyetliliktir. Bu yorumu yapanların iki şıktan birini seçme özgürlüğü kendilerine aittir. Son olarak da daha önceki maçları bize işkenceye çeviren sözümona yorumcu ve spikerlerden sonra Metin Tekin ve Murat Kosova'nın maça kattıkları lezzet ve samimi destekleri de teşekkürü hak etti.


Maça gelecek olursak, bu seferlik sahada yapılan mükemmel mücadele ve ortaya koyulan sezonun tartışmasız en iyi futboluna hürmeten herhangi bir eleştiride bulunmayacağım. Zaten yok denecek kadar az olan olumsuzluklar yapılan doğrular ve yaşatılan güzellikler yanında çok ufak kaldı. Neydi bu akşam bu takımı bu kadar iyi yapan diye merak edenlere söyleyecek olduğum en önemli şey futbolcuların Trabzonspor forması giydiklerinin bilincinde olmaları ve bir takım gibi bütün halinde mücadele ettikleridir.  Bu oyun anlayışı ve mücadele ile yenemeyeceğimiz takım gerçekten de yok gibi.


Kalede Tolga müthiş oynamaya devam ediyor, savunma önceki maçlara oranla çok az hata yaptı, hem de İnter gibi Şampiyonlar Ligi'ni 2 yıl önce kazanmış bir takım karşısında. Orta saha hücum organizasyonunu neredeyse mükemmele yakın yaptı. Tek eksikleri bazı pozisyonlarda savunma arkasına sarkan rakip orta saha oyuncularını takip etmemeleriydi ama zamanla o konuda da daha iyi olacaklardır. Forvet yine bildiğiniz gibiydi, çok koştu çok didindi ve faydalı işler yaptı. Kazanmaya çok yakın olduğumuz bir karşılaşmayı biraz şanssızlık biraz da tecrübesizlik sonucu berabere bitirdik. Her ne kadar 2 puan kaybetmiş gibi görünsek de Lille deplasmanında alacağımız olumlu bir sonuçla belki de bizi bir üst tura taşıyan puan olacaktır bu akşam alınan bir puan.


Tüm camia olarak tarihimizin en önemli maçlarından birine çıkacağımız Lille karşılaşmasına odaklanmalıyız bundan sonra. Meclis ve hükümet destekli şikeli liglerin daha yıllarca oynanacağını da göz önünde bulundurursak, belki de lig'de oynayacağımız maçlarda yedek ağırlık kadrolarla oynayıp Şampiyonlar Ligi son maçına oyuncuları dinç olarak çıkarmalıyız. Bunun kararını tabiki Şenol Güneş verecektir, ama benim bildiğim tek bir şey var o da bu takımın her yönüyle bir üst tura çıkmayı hak ettiğidir. İşte benim TRABZONSPOR'um budur.


Saygı ve sevgilerimle,


Kuyumcu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder