3 Ağustos 2012 Cuma

Sen Çok Yaşa



Trabzonspor Divan Başkanı Ali Özbak’ın kitabında otuzlu yaşlarındaki bir fotoğrafı var rahmetli babam Avukat Ahmet Rıza Kulaçoğlu’nun, Trabzonspor kuruluş kongresinde divan başkanlığı yaparken. O yüzden, biz dört kardeşiz derim hep: Neslihan, Hakan, Trabzonspor, Gürhan. Trabzonspor kurulduğunda küçüktüm, hatırlayamadığım tek önemli kilometre taşıdır “Kuruluş”, Trabzonspor tarihinde.

Dünya tatlısı, beyefendi amcam Ergin Kulaçoğlu, Efsane Başkan Şamil Ekinci ve arkadaşları ile birlikte Anadolu İhtilali’ni gerçekleştirip şampiyonlukları Trabzon’a getirirken kardeşim Gürhan küçük bir çocuktu, o da bazı kupaları hatırlayamıyor. Benden sekiz yaş küçük olduğu için onu bir başka sevdim, “Allah’ım benim ömrümden al ona ver” diye dua ettim hep.

Sonra ben baba oldum, oğlum Kuzey Cem dünyaya geldi, Trabzonspor’un şampiyonluk göremediği uzun yıllar içinde. Trabzonspor’da yöneticilik yapmış, Trabzon dışında yaşamamış bazı arkadaşlarımızın çocuklarının bile İstanbul takımlarının taraftarı olduğu bir çağda, Ankara’da doğup büyümesine hem de büyükbabası gibi maç izlemekten pek hoşlanmamasına rağmen koyu bir Trabzonsporlu oldu. Kendisine müteşekkirim.

Kardeşim ve oğlum için beslediğim sevgiler o kadar benzerdi ki, sık sık karıştırıp birine diğerinin ismiyle hitap ettiğim oluyordu. Temelde ikisi de Trabzonspor’du benim için; babam gibi, amcam gibi.

Şimdi genç taraftarlarımız sanmasın ki, seçkinci Trabzonsporlu bir ailedir bizimkisi. Trabzonspor’un orijininden gelip de Derin Trabzonspor’a karşı duruştu aksine pozisyonumuz. Trabzonspor’un kapalı kapılar ardından yönetilmesine itiraz ettik her zaman. Halkın kurumu olarak gördük Trabzonspor’u. O nedenle Atay Aktuğ’un “100 bin Üye” projesine heyecanla yaklaştım. Siyaset deyince milletten söz edip Trabzonspor söz konusu olduğunda dar ve kapalı bir sistemi korumaya çalışan büyüklerimizle çatıştım.

31 Aralık 2000 günü Trabzonspor baskıcı bir rejimden kurtulup bazı kulüplerin bugün düştüğü sevimsiz durumun önü alınırken tehditlere kulak asmayan birkaç iyi adamdık, Özkan Sümer, Hayrettin Hacısalihoğlu, Serdar Bali ve Mehmet Tan ile birlikte. Kuruluş’u olmasa da Kurtuluş’u yaşamış oldum böylece. Çünkü diyorduk ki “Trabzonspor’un yeniden şampiyon olması elbette çok önemlidir, ancak en önemlisi Trabzonspor’un Türk Futbolu’nda iyi örnek teşkil etmeyi sürdürmesidir.”

Yani bazıları gibi “Kazanmak için her yol mubahtır” şeklinde basit bir yaşam pratiğimiz değil, onurlu bir varoluş felsefemiz vardı. Çok gayret gösterildi, çok yükler taşındı, çok isimler yoruldu; lâkin şükürler olsun ki 2010-11 sezonu geldi. Trabzonspor aynı anda hem şampiyon hem de örnek oldu bu ülkede. Bunun gururu hepimizindi.

Trabzonspor bugün 45 yaşında. Nice temiz yıllara sevgili kardeşim. Senin pırıl pırıl yüzünle nasıl gurur duyduğumu anlatmaya kelimeler yetmez. Allah benim ömrümden alsın sana versin. Bu kirli düzene, bu şikeci koalisyona inat, sen çok yaşa… 

Hakan Kulaçoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder