Değerli taraftarlar;
17 Ocak 2014 tarihinde Yargıtay tarafından cezası onanan aziz yıldırım bildiğiniz üzere hala serbest bir şekilde dolaşmaktadır. fenerbahçe camiası başta ali koç olmak üzere kapı kapı dolaşıp, şike örgütü lideri başkanlarına yeniden yargılama ve af yolu aramaktadır.
Bizler de başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere, AYM Başkanına, TBMM başkanına, Adalet ve Spor Bakanlarına ve Mecliste grubu bulunan tüm parti liderlerine görevlerini hatırlatıp kanunun gereğini yerine getirmeleri talebinde bulunuyoruz.
Bunun için aşağıdaki dilekçeyi son kısımda yer alan mail adreslerine göndermenizi rica ediyorum.
Mailin Konu Kısmına: ''Şike Örgütü Lideri aziz yıldırım cezasını çekmeli'' yazabilirsiniz.
Mailin Konu Kısmına: ''Şike Örgütü Lideri aziz yıldırım cezasını çekmeli'' yazabilirsiniz.
DİLEKÇE:
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Sayın Abdullah Gül;
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın
Recep Tayyip Erdoğan;
Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet
Meclisi Başkanı Sayın Cemil Çiçek;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa
Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç;
Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı
Sayın Bekir Bozdağ;
Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve
Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay Kılıç;
Cumhuriyet Halk Partisi Başkanı Sayın
Kemal Kılıçdaroğlu;
Milliyetçi Hareket Partisi
Başkanı Sayın Devlet Bahçeli;
Halkların Demokratik Partisi Eş Başkanları
Sayın Sebahat Tuncel, Sayın Ertuğrul Kürkçü;
Türk Sporunda Şiddet, Şike, Rüşvet ve Haksız Rekabet İddiaları üzerine Türkiye
Büyük Millet Meclisi Araştırması Komisyonu 2005 yılında bir araştırma yapmış ve
yayınladığı raporda Türk Futbolunda şikenin varlığını açıkça ortaya koymuş
ve neden cezalandırıl(a)madığını da gözler önüne sermiştir.
Ne yazık ki 3 Temmuz 2011’den bu yana
yaşananların, 2005 yılında tespit edilenlerden hiç farklı olmadığını açık ve
net olarak bir kez daha görmekteyiz. Hukuk ayaklar altına alınmakta, mahkeme
kararları hiçe sayılmakta, sayısal üstünlük ve sermaye, hukukun üstüne
çıkarılmaya çalışılmaktadır.
Ulusal ve Uluslararası tüm
yargı organları net olarak şikeyi ortaya koymuş, 2010-2011 sezonunda şike yapıldığı artık kesinleşmiştir. Mahkemeler, UEFA organları,
Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) ve hatta TFF hukuk kurullarının
kararlarına rağmen görülmemiş bir örtbas çabası ile karşı karşıyayız.
3 Temmuz 2011 den bu yana
yaşananları kabullenemediğimiz gibi şike cephesinin son günlerdeki çabalarını da
içimize sindirememekteyiz.
Türk
Futbolunu bitme noktasına getiren, 2020 Olimpiyatları’nın kaybedilmesine sebep
olan ve son olarak Türkiye’nin 2020 Avrupa Şampiyonası Finalleri adaylığını
geri çekmesine yol açan suçlular, taraftar sayısının çokluğu ve
sermayenin gücü ile kesinleşmiş yargı kararlarının değiştirilebileceği algısı
oluşturmaya çalışmaktadırlar.
Beklentimiz
hukuk devletinin gereklerinin yerine gelmesi, hiçbir kurum, kuruluş veya şahsın
menfaatinin; asla ve asla ahlak ve adaletin önüne geçmemesi ve 17 Ocak 2014
tarihinde Yargıtay tarafından onanmış olan şike amaçlı örgüt kurup, liderliğini
yapan Aziz Yıldırım’ın cezasının kalan kısmını çekmesi için gereğinin
yapılmasıdır.
Saygılarımızla,
TBMM
ARAŞTIRMA KOMİSYONU RAPORU ÖZETİ
Not: Raporun tamamı bu adrestedir. http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss956m.htm
Bu raporun temel amacını; “Türk
sporunun yozlaşmasına neden olan problemleri incelemek ve bunların çözümü için
alınması gereken önlemleri belirlemek” şeklinde ortaya koyduk.
......
Yıllardır çok önemli tespitler
yapıldığı halde, bunların bazılarının hala çözümlenememiş olması, problemlerin
üçüncü bin yıla girdiğimiz bu dönemde de karşımıza çıkması, bunların öncelikle
çok iyi bir şekilde neden- sonuç analizi ile irdelenmesini zorunlu kılmıştır.
.........
Türkiye Profesyonel Futbol Ligleri ile Amatör Futbol Liglerinde
teşvik primi ve şike olaylarının (özellikle hatır şikesinin) her dönemde olduğu
var olduğu anlaşılmıştır. Ancak ne yazık ki Türkiye Profesyonel ve Amatör
Futbol Liglerinde gerçekleşen “teşvik Primi” ve “şike” olaylarının çok az bir bölümü
cezalandırılabilmiş, büyük bir bölümü ise kanaat oluşturacak yeterli delil
olmadığı gerekçesi ile cezasız bırakılmıştır. Federasyon yönetiminin ve Tahkim
Kurulu’nun ağırlıklı olarak üst liglerde mücadele eden takımların temsilcileri
tarafından seçilmiş olması nedeniyle şike ve teşvik primi konusunda üst
liglerde cesur kararlar alınamadığı düşünülmektedir. Spor dünyasında, Federasyonların şike ve teşvik primi
iddialarının üzerine ciddiyet ve kararlılıkla gitmediği düşüncesinin hakim
olduğu görülmüştür. Şüphesiz, sorunun
temel kaynağı demokrasi terbiyesi ile ilgilidir. Günümüzde var olan
problemler, geçmişte var
olanlardan sayıca fazla da değildir. Ancak günümüzde bazı özel koşulların
varlığı, şike ve teşvik
primi iddialarının daha fazla gündem oluşturmasına neden olmuştur. Endüstri
devrimini tamamlamış ülkelerde, birçok
ahlaki ve toplumsal değerleri ikinci plana iten performans kavramı, etkisini sporda da göstermiş, yarışma ve müsabakalar kazanma ile eş
anlamlı duruma gelmiştir. Bu sonuç aynı zamanda doping ve şike gibi yozlaşma
belirtilerinin ortaya çıkmasına da bir zemin hazırlamıştır. Sporda haksız
rekabete yol açan bu yozlaşma olaylarının başında, danışıklı yarışma yapma
diyebileceğimiz şike olgusu gelmektedir. Bir başka olgu da, başka takımın sporcularına verilen
teşvik primidir. Bunların dışında hakemlerin taraflı yönetimi, sporcuların doping içeren maddeler
kullanması gibi daha birçok durum sayılabilir. Bu yöntemlerin ortak
özelliği, yapılan sportif faaliyetlerde hak edenin kazanmasını engelleyen
bir sonuç ortaya çıkarması ve dolayısıyla haksız rekabete neden olmasıdır.
E-Mail Adresleri:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder