18 Aralık 2011 Pazar

Dik Durma Zamanı.

Trabzonspor maça elindeki oyunculardan oluşturabileceği en iyi 11’le çıktı. Maçtan önce tahmin edilen Henrique hamlesinin yerine Aykut’la başlamış olması Şenol Güneş’in yaptığı diğer bir doğru idi. Gelin görün ki, günün fb adına baş kahramanı olan cüneyt çakır ilk yarıda gökhan gönül’e gösteremediği ikinci sarı kartı, temas dahi olmayan pozisyonda Aykut’a gösterirken babasının oğlu olduğunu ve en az babası kadar iyi bir tetikçi olduğunu bir kere daha kanıtlamış oldu. Karşılaşma boyunca verdiği ve vermediği sinsi kararlarla bu maça verilmesi sağlayanların takdirleri kazanmış olduğunu söylersek sanırım kâhinlik yapmış olmayız.

Maça dönecek olursak sahadaki atmosfer hafta boyunca oluşturulmaya çalışılan gerilimin aksine oldukça sakindi. fenerbahçe topa daha fazla sahip olan takım olmasına rağmen verimli ataklar geliştiremedi ve her zaman olduğu gibi gol umudunu alex’e ya da duran toplara bağladı. Nitekim maçın24. dakikasında Glowacki ve Halil’in adam paylaşma ve yer tutmadaki hataları sonucu Mehmet topuz’un kafa vuruşuyla yenik duruma düştük. Bu golün her iki takımın oyunu değiştirmesi açısından pek bir etkisi olmadığı ilerleyen dakikalarda ortaya çıktı ve ilk yarı başladığı tempoda sona erdi.

İkinci yarıya, sahanın tartışmasız en kötü futbolunu oynayan Colman’la başlanmış olması şahsen beni çok şaşırttı ama Şenol Güneş’in elindeki yedek oyuncuları düşününce hocaya pek de kızamadım. İkinci yarı başlar başlamaz ilk yarıdaki silik görüntüsünden kurtulmuş bir oyun ortaya koyan Trabzonspor karşısında fb’nin yardımına babasının oğlu Cüneyt yetişti ve Kadıköy kahramanlığını kimseye bırakmam deyip Trabzonspor’u 1 kişi eksik bıraktı. İşte tam da bu dakikadan sonra Trabzonsporlu futbolcuların ortaya koyduğu mücadele sahada eşit sayıda oyuncuyla oynayan takımların olduğu izlenimi verdi.

Bir yandan fiziksel ve zihinsel yorgunluklarla boğuşan futbolcuların bu denli baskı yüklü bir maçta ortaya koydukları performans küçümsenecek düzeyde olmasa da Trabzonspor’un Burak harici bir gol planının olmaması geçen senenin şampiyonu olan takıma yakışmıyor. Birebirde adam eksiltebilecek tek oyuncusu Alanzinho olan bir takımın bu seneki kazanamama sendromunu yadırgamamak lazım. Bugünkü mücadelede Trabzonspor adına ön plana çıkan oyuncular çoğu maçta da olduğu gibi Giray ve Halil’di. Alanzinho ise bir şeyler yapıyor gibi görünmesine rağmen yaptığı yanlış şut ve pas seçimleri ile takımının olası tehlikeli ataklarını ortadan kaldırdı. Her zaman söylüyorum ve her yazımda belirtiyorum ama bu sefer yorum yapmadan sadece bir soru soracağım. Adrian ve Henrique’nin maça girdikten sonra olumlu bir tek hareketini gören var mı? Bunun ötesinde bu iki sözümona futbolcu hakkında yorum yapmayı size bırakıyorum.

Her şeye rağmen Trabzonsporlu oyuncular biraz daha dikkatli olabilse, yakaladıkları pozisyonlarda biraz şansları yardım etmiş olsa buradan bu gece en azından  puanla ayrılmış olabilirlerdi. Bu maç ve dolayısı ile Ordu maçını da saymazsak ilk yarı geride kaldı. Trabzonspor takımı ligde sadece  galibiyet almış durumda. İşin acı tarafı Kayseri maçı hariç kazandığı maçlar da dahil hiçbir maçta galibiyeti hak edecek futbolu da oynamıyor. Bunun düzeltilmesi için yapılması gerekenler de bellidir ve burada görev Trabzonspor yönetimine düşmektedir. Bu takımın yabancılarının büyük bir kısmı bu takımda ve bu ligde oynayabilecek kapasitede değiller, biran önce yerlerine futbol bilgisi ve zekası üst düzey olan, yetenekleri tartışılmayacak oyuncular alınmalı, yoksa ligin ikinci yarısı da üç aşağı beş yukarı bu şekilde ve performansta geçecektir.

İşin transfer kısmı halledilebilecek ve zamanı geldiğinde yapılacak hamledir. Ama Trabzonspor yönetimin asıl ve ivedilikle yapması gereken ise sırasıyla şu şekildedir.

1.      Başkan ve bütün yönetim kurulu üyeleri tam kadro bir basın toplantısı düzenlemeli ve geçen sene çalınmış olan şampiyonluğumuzun verilmesi için tff’ye ültimatom verilmeli.

2.      Bu sene hakemlerin takımımıza karşı takınmış olduğu düşmanca tavrın ve yaptıkları hataların örnekler verilerek kamu oyuyla paylaşılması.

3.      Etik kurulu raporunun açıklanması için baskı oluşturulmalı ve gerekli cezaların hak edenlere verilmesi istenmeli.

4.      Gerekirse UEFA katında çalışmalar yapıp tff’ye şike cezalarının ve yaptırımlarının açıklanması için baskı yaptırılmalı.


 Bu noktada biz taraftarlara da büyük sorumluluklar düşmekte. Trabzon’un ileri gelenleri diye adlandırılan ama sadece ve sadece Trabzon’un ve Trabzonspor’un sırtından geçinenlerin aksine bu zorlu dönemde takımımızın, hocamızın ve yönetimimizin yanında olmamız lazım. Gün birlik olma ve bu takımın hakkını gasp edenlere karşı dik durma günüdür. Bu takım ve taraftar er yada geç çalınan şampiyonluğunu geri alacaktır. Bu tff tarafından seve seve yapılmazsa UEFA tarafından kendilerine zorla yaptırılacaktır. Unutmayın ki bu şerefsiz düzende bizim bizden başka dostumuz yok. tff’si, mhk’sı, pfdk’sı, tahkim’i ve bilimum kurulları satılmış piyonlardan oluşan bir düzene karşı Don Kişot’luk yapan Trabzonspor’umuzun hocasıyla, başkanıyla, yönetimiyle ve taraftarıyla tek bir vücut halinde arkasında durmalıyız. Biz dik durursak bu düzeni bozarız.

Saygı ve sevgilerimle,

Ender Kuyumcu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder