2 Aralık 2011 Cuma

Türkiye Büyük Şike Meclisi

Daha önce 3 Temmuz'da patlak veren şike operasyonu ve gelişen süreç hakkında görüşlerimi belirten bir yazı yazmıştım. Onun için bu konuya derinlemesine girmeyeceğim. Girmenin de bir anlamı yok zaten, çünkü geldiğimiz nokta ve yaşanan gelişmeler bize şike'den daha önemli sorunlarımızın olduğunu gösterdi. Gelin isterseniz bu süreci ve gelinen noktayı şöylece bir hatırlayıp değerlendirmemizi yapalım.


Bilindiği üzere Haziran ayında yapılan Futbol Federasyonu Atama Şenliği'nde  hükümetin büyük desteği ile MAA, Türk Futbol'unun başına konduruldu. Gerek futbolla olan bağı gerekse bugüne kadar yaptığı ve yapamadığı icraatlarla, futbol topuna konmuş kelebek etkisi'nden öteye bir etki yapamadı benim nazarımda. Gerçi kendisine verilen görevi eksiksiz yerine getiriyor ve şike'cileri korumak adına palyaço rolünü üstleniyor ama benim bir yönetenden beklediklerim, MAA'nın verdiklerinden çok farklı.


Aslında bütün bunlar belli bir noktaya kadar anlaşılabilir ve açıklanabilir olaylar. Asıl insanın aklının almadığı ve bir türlü anlam veremediği olay ise T.B.M.M.'nin 24. dönem millet vekillerinin seçildikten sonra almış olduğu ilk kanun değişikliği kararı oldu. Ülkemizin maddi manevi bunca sorunu dururken, aralarında hiçbir konuda bu güne kadar anlaşma sağlayamayan partilerin vekillerinin elleri aynı anda, şike'cileri kurtarmak için kalktı. Bizlerin onları o göreve ne için getirdiğimizi hiç umursamadan, ettikleri yeminle bağdaşmayan, hatta insan ahlakı ve vidcanı ile bağdaşmayan bu kişiye özel kanunu çıkarırken eksik olan tek şey ise üzerlerine giyemedikleri sarı lacivert formalar ve ellerinde olmayan 'hepimiz aziz'iz' yazılı dövizlerdi. Bu olayda tek istisna, kanuna gösterdiği tepki ve Cumhurbaşkanı Gül'e yaptığı çağrı ile Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar oldu. Kendisini bu onurlu davranışı dolayısıyla kutluyor, Trabzon'lu ve Trabzonspor'lu millet vekillerine de örnek olmasını diliyorum. Hani şu seçim zamanları Trabzonspor'u ağzından düşürmeyen, almaya geldimi Trabzonspor'un sırtından hiç inmeyen ama vermeye geldimi ortada olmayan vekiller.


Şimdi yasa Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önünde. Gül, yaptığı yasayı inceletiyorum açıklaması ile oluşan tepkilerin azalması için vakit mi kazanıyor, yoksa gerçekten de yasa'nın ışık hızıyla değiştirilmesinden rahatsızlık mı duyuyor yakında belli olur. Sayın Gül'ün şike'cilerin değil, bu milletin cumhurbaşkanı olduğunun bilinciyle hareket edip, kişiye özel çıkartılan bu yasayı onaylamayıp, meclise geri göndermesini umut ediyorum.


Son olarak şunu söylemek isterim ki, Türk Futbolu tarihinde ilk defa içinde bulunduğu ahlaksız ve çarpık yapıdan kurtulma fırsatı yakalamıştır. Senelerdir mafya, siyaset ve çetelerin baskısı altında kalan bu güzel oyun, onurlu polislerin ve savcıların fedakarca yaptığı çalışmalar sonunda temize çıkma, arınma fırsatını yakalamıştır. Bundan önce atılan kaypak adımlar UEFA tarafından önlenmiş ve gerekli uyarılar yapılmıştır. Kendinizi rezil etmeniz sizin umrunuzda olmayabilir ama düşmüş olduğumuz durum ve ülke futbolunun yemiş olduğu şikeci damgası bizim umrumuzda. Gerek siyasiler, gerek mahkemeler gerekse federesyon üzerine düşen görevi yapmalı ve suçlular cezalandırılmalı. Aksi takdirde bunu bizim için daha önce olduğu gibi başkaları yapar ve Türk Futbolu da içinde olduğu bataklıktan asla kurtulamaz.


Saygı ve sevgilerimle,

Kuyumcu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder