Bu akşamki maç bir kez daha gösterdi ki Trabzonspor’a yapılabilecek en büyük ihaneti kendi başkanı ve yönetimi yapmıştır. Geçen sene şampiyon olan kadroyu elinde tutamayan, bu yetmezmiş gibi astronomik bonservis paraları verip vasat altı futbolcular transfer eden başkan ve yönetim Trabzonspor’un bu maçtaki aciz ve zayıf görüntüsünün bir numaralı sorumlularıdır. Kendilerine bu üstün hizmetlerinden dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır.
Maça gelecek olursak, bu sene defalarca söylediğim gibi bu takımın savunmasını Celutska Giray, Glowacki ve Cech oluşturmalıdır. Her ne kadar yetersiz olsalar da eldeki oyunculardan çıkabilecek en iyi savunma budur. Şenol Hoca’nın da yapması gereken bu savunmanın düzeniyle oynayıp dengesini bozmamaktır ama hocamız yine bir macera arayışına girip Celutska’yı yanında oturtup Serkan’ı sağbek olarak sahaya sürdü ve orta sahaya da iki tane futbolcu olduklarından bile şüphe duyduğum dirençsiz adamı koydu. Bunlar Adrian ve Henrique idi. Bu ikisinin bulunduğu bir orta sahanın rakip kim olursa olsun üstünlük sağlamaları imkansız bile değil. Oyunun hiçbir alanında olmayan, savunmaya yardımcı olmadıkları gibi kendilerinden beklenen hücuma yardımcı olma görevini de yapamayan bu ikili, bırakın bu ligi, ampute liginde bile ikili mücadele kazanamazlar. Girdikleri bütün ikili mücadeleleri kaybettikleri yetmezmiş gibi aldıkları her topla da ağır davranmaları sonucu ataklar başlamadan bitti. Dikkat ettiyseniz rakip atakları hep orta sahada başladı ve topu kim alırsa alsın hiçbir dirençle karşılaşmadan Trabzonspor ceza sahasına kadar elini kolunu sallaya sallaya girdi. Burada Zokora’nın sorumluluk almadan oynamasının ve bu sezon maç seçmesinin, seçmediği maçlarda da sahada hayalet gibi dolaşmasının payı büyük.
Bu noktada kusura bakmasın ama Şenol Güneş takıntılı davranıyor ve bile bile lades diyor. Şenol hoca’nın maalesef bazı saplantıları var ve bunlardan kurtulamadığı için de kriz dönemlerinde başarılı olamıyor. Dikkat edilirse rakip takımda iki tane genç oyuncu oynadı bu gece. Biri Burak’a sahayı dar eden ve her pozisyonda ezen Semih, diğeri ise sol kanadı fener maçındaki kadar olmasa da yinede etkili kullanan Emre. Fatih Terim bu kadar cesur davranıp kadroya bu iki oyuncuyu monte ederken, Şenol Güneş Aykut’a bile şans vermeye cesaret edemiyor. Bu sezonki kişiliksiz futbolun ana sorumlu kendisi olmasa da bu akşamki hezimette payı küçümsenmeyecek ölçüde fazla. Oyuna müdahale etmekte geciktiği ve belli dakikalarda ezberlenmiş oyuncu değişiklikleri yaptığı için oyunda ilk yarı 2-0 geriye düştü takımı. Şayet erken davranıp ilk yarım saatte sahada hayalet gibi dolaşan Adrian ve Henrique’yi çıkartıp, Celutska’yı sağ beke alıp Serkan’ı orta sahaya çekseydi ve Alanzinho’yu da hücuma destek olarak oyuna alsaydı en azından bu akşamki hayal kırıklığı yaratan futbolu görmemiş olurduk.
Bu arada Burak’a da değinmeden geçemeyeceğim. Oyun içinde sergilediği tavırlar ve oynadığı futbol gerçekten de hayal kırıklığı yaratıyor bizlerde. Her ne kadar yetenekleri sınırlı olsa da sezon başında yaptığını yapmalı ve 90 dakika kendini oyuna verip bir takım oyuncusu olduğunu hatırlamalı. Performans düşüklükleri muhakkak olacaktır ama arzu ve istek kaybı, vurdumduymaz tavırlar ve bencillik kesinlikle olmamalı.
Özetle bu takım bu sezon geçen sezonun çok altında. Bunda yaşanan şike sürecinin, yoğun maç trafiğinin, iç ve dış etkenlerin payı olduğu da bir gerçek ama asıl sorun bu takımın yetersiz olan kadrosudur. Takımda adam eksilterek karşı kaleye gidebilecek bir tane oyuncu yok. Rakip kim olursa olsun aynı oyun düzeniyle oynuyoruz ve hiçbir rakibe karşı oyunda üstünlüğü sağlayamıyoruz. Bunu sağlamak için bu takımın futbolun doğrularını yapabilecek yeteneklere sahip oyunculara ihtiyacı var. Burada görev yönetime düşüyor ama üzülerek söylüyorum ki kendilerine hiç güvenmiyorum. Unutmayın, iyi futbol iyi futbolcularla oynanır.
Bu takımın Jaja’ya, Egemen’e, Selçuk’a hatta o sorumsuz Yattara’ya bile ihtiyacı var üstüne bir de adam gibi bir santrafora mesela CSKA’lı Doumbia gibi birine ihtiyacı var. İsimleri sadece emsal olsun diye yazıyorum, yoksa onlar geri gelsin diye bir düşüncem yok. Bu eksiklikler giderilmeden Şenol hocaya da futbolculara da yüklenmek haksızlık olur, ama başkan ve yönetim için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Başta da belirttiğim gibi bu takımı menajerlere teslim eden ve futbolculuk kalitesi oldukça düşük olan oyuncularla dolduran, bunun için de kulübün milyonlarca avrosunu da çarçur eden başkan ve yönetim en büyük suçludur. Şimdi buradan sesleniyorum: Suçlu, ayağa kalk. Kalk ve yaptıklarının sorumluluğunu al. Al ki, ders aldığına ve bir daha böyle hatalar yapmayacağına bizi inandır.
Saygı ve sevgilerimle,
Kuyumcu
1 saat önce söylediğiniz paralelde eleştiriyordum yönetimi.
YanıtlaSilyazdığınız ilk cümle Bence Trabzonspor un yaşadığı sorunun gerçekten açıklamasıdır. İlk paragraf Trabzonspor un görünen köy kılavuz istemezidir.Harika bir özeleştiri ve tespit yazısı olmuş.