10 Nisan 2012 Salı

Masalın Sonu

3 Temmuz sabahından bu yana üretilmeyen senaryo anlatılmayan masal kalmadı. Şike çetesini ve temsil ettikleri kurumları kurtarmak için başta siyasiler olmak üzere ülkedeki hemen hemen bütün kurum ve kuruluşlar seferber oldu. Gelinen noktada ulaştıkları noktanın koca bir sıfır olduğunu hatırlatmakta fayda var.

İnkâr ederek başladıkları yolda, iftira ve kafa karıştırma yöntemleri de işe yaramayınca yansıma masalına sarıldılar haliyle. Yeni kurdukları kurulların bu yönde alacakları kararlarla hırsızları aklayacaklarını sananlar bundan önce yaşadıkları hayal kırıklıklarını çok yakında tekrar yaşayacaklar.

Benim bu noktada dikkatini çekmek istediğim kesim Trabzonspor cephesi ve temiz futbol isteyen diğer takım taraftarlarıdır. Maşası oldukları sistemin senaryolandırılmış ısmarlama haberlerini yapanların hangi söyledikleri çıktı şimdiye kadar? Aziz Yıldırım defalarca dışarı çıkmış olmalıydı, UEFA ile defalarca anlaşılmıştı. Hani nerede? Arkadaşlar bu sistem Fenerbahçe kulübünü kurtaracak formülü üretebilmiş olsaydı bunu şimdiye kadar çoktan uygularlardı. Onun için rahat olun.

Sürecin başından beri bulunduğu çizgiyi değiştirmeyen iki kurum var. Biri şikecileri bulundukları bataklıktan kurtarmak için Adalet duygusunu bir kenara bırakmış olan siyasi irade, diğeri ise ne olursa olsun Adaleti savunan UEFA.

Infantino ve Platini’nin bütün açıklamalarının çıktığı tek bir yol var; ‘Şikeye sıfır tolerans’. En son gözümüzün içine bakarak ve üstüne basa basa söylediler: ‘ 58. Madde federasyonların değil, UEFA ve FIFA’nın kanunudur ve uygulanması zorunludur’ diye. Bununla da yetinmeyip eklediler: ‘ Elinizde yeterli delil var, gereğini yapın. Aksi takdirde biz yapmak zorunda kalırız’.

Son günlerde sıkça dillendirilen bir yanlış yönlendirmeyi daha düzeltelim. ‘Gerekirse beş sene Avrupa’ya gitmeyelim’ masalı. Masal dinleyecek yaşı çoktan geçtik, onun için belirtelim. UEFA takımlara süreli ceza verir ve müsabakalardan men eder. Ülke federasyonlarının ise üyeliklerini askıya alır. Buna da belli bir süre verip o zamana kadar doğru kararı vermenizi isteyerek başlar. İstedikleri olmazsa da süresiz men cezası verir bütün ülkeye, ta ki karar düzeltilene kadar.

Yani bunun her hangi bir kaçış yolu yok. Fenerbahçe kulübü en az bir lig düşürülecektir ve 2010-2011 sezonu Şampiyonluk kupası da Trabzonspor’a verilecektir.

Bunun karşısındaki engel olarak görülen siyasi iradeye de gelecek olursak; AB kurullarının her isteğini koşulsuz yerine getirmekte olan bir iradenin, AB’nin en saygın kuruluşlarından olan UEFA’nın emrini yerine getirmeyeceğini düşünen varsa buyursun düşünmeye devam etsin, ama benden uyarması bu masalın sonu onlar için iyi bitmiyor...

Saygı ve sevgilerimle,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder