7 Ocak 2012 Cumartesi

Kazanırken Kaybetmek!

Maçın değerlendirmesine geçmeden önce İzmit’ten hareket edip Trabzonspor sevdası ile Olimpiyat Stadı’na doğru yol alırken geçirdikleri trafik kazası sonucu hayatlarını kaybeden Murat Akçelik (35), kardeşi Tuğba Akçelik(28), Mehmet Erdoğan (23) ve Zeynep Mehmetoğlu'na (23) Yüce Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve Trabzonspor camiasına başsağlığı diliyorum. Mekanları cennet olsun. Artık onlar da Trabzonspor uğrunda canlarını verenlerin ve sonsuza kadar kalbimizde yer alanların arasına katıldılar. İnsan hayatının bu kadar ucuz ve basit olduğu bir ülkede inanın futbol konuşmak da yazmak da hiç içimden gelmiyor. Keşke bugün Trabzonspor kaybetmiş olsaydı da kaybettiğimiz dört fidan hayatta olsaydı. Bu saatten sonra Allah rahmet eylesin ve mekanları cennet olsun demekten fazla bir şey de gelmiyor elimden.

Maçın yorumuna gelecek olursak, Trabzonspor takımı sahaya ideal 11’ine yakın bir oyuncu kadrosuyla çıktı. Olcan’ın istek ve gayretinin yetenekleri ile birleşmesiyle de maçın başlarında etkili ataklar gerçekleştirdi. Olcan Trabzonspor’un uzun yıllardır eksikliğini hissettiği sol hücum oyuncusu pozisyonunu fazlasıyla dolduracaktır. Sürati ve yeteneklerini oyun zekasıyla da birleştiriyor olması en büyük avantajı, ilerleyen haftalarda takım arkadaşlarına daha fazla alışmasıyla Burak’ın üstündeki yükü de hafifletecektir. Bu noktada Trabzonspor’un golü bulamamasında yaşanan şansızlıkların yanında geçen senenin fb tetikçilerinden Bülent Yıldırım’ın da payı büyüktü. Halil’e yapılan penaltıya gözünün önünde olmasına rağmen devam derken yüzündeki ifade mide bulandırıcıydı.

Daha önceki maçlarda yaşanılan topun akıcı bir şekilde hücum bölgesine taşınamaması hastalığı bu maçta da devam etti, bunun en büyük sorumlusu da topa yön vermesi gereken Colman ve Adrian’ın bu görüntüden çok uzak olmalarıydı. Adrian’ın bunu yaptığına bu güne kadar şahit olmamış olsak da bir umut bekleyen taraftarlarımızın sayısı azımsanmayacak seviyede olduğu için değinme gereği hissettim. Şenol hoca da bu yönde düşünmüş olacak ki geçen maç 90 dakika sabrettiği Polonyalı Yıldıza! 55. dakikada yanında oturma görevi verdi. Günün bir diğer etkisiz oyuncusu Colman bu sezon belki de en olumsuz maçını oynadı. Savunmaya yaklaşıp top alması gerektiği halde oyundan kopuk hali ve çok top kaybetmesi özellikle ikinci yarıda İ.B.B. takımının topa hakim olmasına ve dönem dönem tehlikeli gelmesine neden oldu. Bu takımın orta sahasına geçen sene Selçuk’un yaptığı görevi yapabilecek yani savunma ile hücum hattı arasında köprü olabilecek bir oyuncuya ihtiyacı olduğu bir kez daha tescillenmiş oldu. Böyle bir oyuncu bulunması halinde Colman’ın ön libero pozisyonuna dönmesi takım savunmasını da ön liberonun takımın hücum gücüne olan katkısı da arttıracak ve oyun kalitesini yükseltecektir.

Takımın sezon başından beri gol yükünü çeken Burak Yılmaz bugün de bu özelliğini devam ettirdi. Attığı ikinci gol de hakemin yüzündeki ifade geçen sene kimlerle mücadele ettiğimizin bir resmi gibiydi. Biz bu bezgin ve yıkılmış ruh halinin yansıdığı yüzleri gerek mamalanmış rakiplerimizin gerekse maçlarımızdan sonra televizyon ekranlarında yorum yapan fb tetikçisi yorumcuların suratlarında defalarca görmüştük. Yeri gelmişken bu görüntülere şahit olmamızı sağlayan gerek geçen seneki, gerekse bu seneki futbolcularımıza ve başta Şenol Güneş olmak üzere teknik ekibimize ve yönetimimize tekrar teşekkür ediyor ve şükranlarımı sunuyorum. Geçen sene gasp edilen şampiyonluk kupamızı aldığımızda da bu ifadelere çokça rastlayacağımızı tahmin ediyorum.

Burak Yılmaz’a tavsiyem Olcan’la olan oyun içi iletişiminde ve takım arkadaşlarıyla olan pozisyon paylaşımlarında daha dikkatli olması ve gerektiğinde top paylaşımında daha cömert olmasıdır. Bu yönde sergilediği bencil tavır belki sezon başından beri bu bölgede yalnız kalmasından belki de oyun sisteminden kaynaklanıyor ama atılan ilk golde de olduğu gibi zamanında verdiği toplar kendisine gol pası olarak geri dönmektedir. Halil’in hücum bölgesine kaydırılmış olması ve Olcan’ın oyuna getirdiği sürat ve hücum gücü Burak’ın işini oldukça kolaylaştırmış gibi göründü. Burak artık yalnız değil ve rakiplerin savunma yapmak zorunda olduğu başka hücum oyuncuları da var. Her ne kadar bunun meyvelerini bugün maçın sonlarına doğru almış olsak da ilerleyen haftalarda Olcan’lı sistemin olası Volkan desteği ile daha verimli hale geleceğini ve daha erken sonuç getireceğini düşünüyorum. Tabi bunun için son zamanlarda izlediğimiz değil, Bursaspor’da fırtına gibi esen Volkan’a ihtiyaç var. Bugünün bir başka sevindirici olayı ise Henrique’de olan kıpırdanmaydı. Oyuna girdikten sonra taşıdığı toplar ve ilk golde vermiş olduğu katkı kendi adına da takım adına da olumlu gelişmelerdi.

Sonuç itibari ile Trabzonspor bugün mutlak kazanmak zorunda olduğu bir karşılaşmadan Burak’ın ayağından bulduğu iki golle galip ayrılmasını bildi ve taraftarlarını belki sevindiremedi ama en azından acılarının bir nebze olsun azalmasını sağladı. Bu galibiyeti kendi adıma bugün aramızdan ayrıcan dört genç fidana armağan ediyorum ve içimdeki büyük acıyla da ilk defa kazanırken kaybetmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyorum.

Saygı ve sevgilerimle,

Ender Kuyumcu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder