12 Mart 2012 Pazartesi

Bu Güneş Sönmeyecek !

Bugün Hüseyin Avni Aker Stadyumu’nda oynanan Trabzonspor-Sivasspor karşılaşmasının ayrı bir önemi vardı bordo mavi renklere gönül verenler için. Dolayısıyla alınacak olan üç puanın da diğer maçlarda  alınan üç puandan çok daha kıymetli olduğu da sır değildi.

Bu duygular altında başlayan maçta Trabzonsporlu futbolcular oyunun hakimiyetini daha ilk dakikadan itibaren ellerine geçirdiler ve bu hakimiyet hakemin son düdüğüne kadar devam etti. Sahaya oyunu kitleme amacıyla çıkmış olan Sivassporlu futbolcuların etkili pas yapan Trabzonspor karşısında gol yememiş olması bir mucize iken, hem kendilerinin hem de karşılaşmayı seyredenlerin hiç beklemediği daha büyük bir mucize gerçekleşti ve Pedriel’in ayağından buldukları golle ilk yarıyı önde tamamladılar.

İkinci yarının başlarında Henrique ve ilerleyen dakikalarda da Adrian yükünden kurtulan Şenol Güneş’in takımı Serkan’ın insan üstü gayreti, Volkan’ın etkili oyunu ve Alanzinho’nun attığı güzel golün de katkısıyla önce beraberliği sonra da galibiyeti yakaladı. Serkan’ı sezonun en iyi ve özverili futbolunu oynadığı, Volkan’ı çalışkanlığı ve takımını galibiyete taşıyan golü attığı, Alanzinho’yu ise takımını ateşleyen oyuncu olduğu için tekrar kutluyorum. Olcan’ın yokluğunda takımı ileriye taşıyan ve galibiyeti getiren üçlü oldular.

Trabzonspor bu sezon ilk yarısını mağlup kapadığı bir maçta ilk defa sahadan galibiyetle ayrıldı. Geriye düştükleri diğer maçların aksine direncini kaybetmemiş ve galibiyet için gayret etmiş olmaları, rakibe fazla pozisyon vermemeleri takımın artılarıydı. Basit hatalar sonucu yenen gol, hücumdayken futbolcuların birbirleri ile uyumsuzlukları, Burak’ın her topu kendine istemesi ve gelen topların bütününe yakınını ezmesi ve sol kanatta oynayan Cech’in yaptığı zamanlama ve kademe hataları sonucu bu kanadın sürekli açık vermesi ise sahaya olumsuz yansıyan görüntülerdi.

Aslına bakarsanız maç sonu Şenol Güneş’in yapmış olduğu açıklamalar gerek benim yazdığım maç yazılarının gerekse diğer maç yazılarının hiçbir anlam ifade etmediğini çünkü aslında sahada yorumlanacak bir oyun olmadığını anlatıyordu bize. Şenol Güneş yine kitabın orta yerinden konuştu. Gerçi Türkiye’de oynananın futbol değil tiyatro olduğunu defalarca yazdım ve söyledim ama ben de her insan gibi kendi yazdıklarımı bile unutup ya da unutmak isteyip sahaya dalıyorum.

Geçen sene şampiyonluk yolunda önümüzün kesilmesi için oyunlar oynandığı ama bu sene bu tür oyunlara bir anlam veremediğini söylerken çok haklıydı Şenol Hoca. Bu sene oynamak zorunda olduğu sıkıştırılmış lig fikstürü ve Avrupa kupası maçlarının yanı sıra özenle hazırlanmış Pazartesi-Cuma maçları da tuzu biberi oldu yaşanan skandalların. Eskisinin bıraktığı yerden yenisinin devam ediyor olması ise Türkiye Futbol Federasyonu’nun asıl amacının futbolu yönetmek değil geçen senenin tescillenmiş şikeli düzenini devam ettirmek olduğunu gözler önüne seriyor.

Buradan bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Trabzonspor sizin aklınızın alamayacağı, hayal gücünüzün bile ulaşamayacağı kadar büyüktür. Hepiniz bir araya gelseniz de, gasp edilen  şampiyonluğumuzu vermemek için her türlü oyunu oynasanız da bu takımı yıkamayacaksınız. 1967 yılından beri tekerinize çomak sokan, düzeninizi allak bullak eden bu ONURLU, ŞEREFLİ camia bundan sonra da doğru bildiği yolda yürümeye devam edecek.

GÜNEŞ’imizi söndürmeye hiç birinizin gücü yetmedi yetmeyecek. GÜNEŞ bundan önce olduğu gibi bundan sonra da Türk Futbolu üzerine Kuzeyden doğmaya devam edecek.

Saygı ve sevgilerimle,






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder