2011-2012 sezonunun ilk yarısı geçtiğimiz günlerde sona erdi. Trabzonspor ligin ilk yarısında 6 galibiyet, 6 beraberlik ve 5 mağlubiyetle 24 puan topladı ve ligi 8. sırada tamamladı. Rakip filelere 16 tanesi Burak tarafından olmak üzere toplam 24 gol bırakırken, kalesinde gördüğü gol adedi ise 21 oldu.
Bordo mavililerin mücadele ettiği diğer bir kulvar da Avrupa kupaları idi. Ön elemeler dahil oynanan 9 karşılaşmada 6 beraberlik 2 mağlubiyet ve 1 galibiyet aldı. Atılan 4 gole karşılık yenilen toplam 8 gol vardı istatistiklerde.
Her ne kadar yönetim bu takımın Türkiye Ligi için yeterli olduğunu iddia etse de ligin ilk yarısı sona erdiğinde takımın 24 puanla 8. sırada bulunması nasıl açıklanır diye düşünmeden edemiyor insan. Öte yandan Şampiyonlar Ligi’nde 7 puan alarak başarılı bir performans ortaya koyan ve yoluna UEFA Avrupa Liginde devam eden takımımızın bu başarısında başta Tolga olmak üzere bazı futbolcuların üstün gayreti ve şansımızın da büyük payının var olduğunu görmezden gelmemeliyiz.
Her ne kadar çoğunluk ligde alınan başarısız sonuçları yoğun maç programına bağlasa da ben onlarla aynı görüşte değilim. Ligde alınan sonuçlar ve takımımızın Şampiyonlar Liginde yoluna devam edemiyor olmasının en büyük sorumlusu alınan vasat yabancılar ve onların sergilediği kötü performanstır. Şayet dedikleri gibi maç yoğunluğunun yarattığı zihinsel ve fiziksel yorgunluk bu sonuçların sebebi olsaydı bütün maçlarda forma giyen Tolga, Giray, Halil, Serkan, Burak ve Celutska takımın en faydalı ve en istikrarlı oyuncuları olmazdı. Dikkatinizi çektiyse hocamızın ve taraftarların haklı olarak isyan ettiği takımın geçen seneki Türk oyuncularından oluşan iskeletinin bozulmuş olması da başarısızlığın asıl sebebi değildir, zira ilk yarının en başarılı 6 oyuncusunun 5 tanesi Türk oyunculardan oluşmaktadır. İşte tam da bu noktada eleştiri okları kaçınılmaz olarak yönetime dönmektedir. Yaptıkları sıradan yabancı transferleri bu takımın ligdeki yerinin en doğru açıklamasıdır.
Bu noktada başkan ve yönetim kendilerini Şampiyonlar Ligine alınacağımız son anda açıklandı, transfer yapacak yeterli süremiz yoktu şeklinde savunsalar da bunun da bir geçerliliği yoktur zira geçen sene bittiğinde bu takımın Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynayacağı ve elense dahi yoluna UEFA Avrupa Ligi grup elemelerinde devam edileceği biliniyordu. Bir başka deyişle kadro, bunlar düşünülerek oluşturulmalıydı. Büyük paralar ödenerek alınan ve kendilerinden çok şey beklenen Adrian ve Henrique ilk yarını en büyük hayal kırıklıkları oldular. Onlara Volkan ve şans verildiği dönemlerde Pawel ve Sapara da eklenince yabancı çöplüğü haline dönen takımın da kolu kanadı kırılmış oldu.
Takımın diğer yabancıları Alan, Glo, Zokora, Colman ve Cech’in de ilk yarıda vasatı aşamamış olmamaları bugünkü tablonun tamamlayıcı unsurları idi. Şu ana kadar saydığımız oyunculara ek olarak Aykut ve Mustafa kendilerine verilen nadir şansı iyi kullanmış olsalar da kendilerinden yeterince faydalanılamamış olması da Şenol Güneş’in eksisi olarak yansıdı. Takımın bir diğer sorunu ise nicelik olarak bol olsa da nitelik olarak kısır bir kadrosunun olmasıydı. Şu ana kadar saydığım bütün oyuncuların toplam sayısı 18, yanlış okumadınız yazıyla da on sekiz. Hani bu takımın kadrosu 30 kişiydi ve hani bu takımdan şampiyonluğa oynayacak iki kadro çıkardı. Bırakın iki kadroyu bu oyunculardan bir kadro bile çıkmayacağı ayan beyan ortadadır.
Bu saatten sonra kimse kendini kandırmamalıdır, özellikle de başkan ve yönetim. Evet onlara geçen sene dürüstçe, mertçe mücadele edip bize alınlarının akıyla şampiyonluk yaşattıkları için minnettarım ve bu kirli düzenin bir parçası olmadıkları ve başımızı yere eğmedikleri için tekrar tekrar teşekkür ederim, ama bu sene yapılan transferlerin de başarısız olduğunu buradan söylemek zorundayım. Şimdi yapılan hataları düzeltmek için ellerine bir fırsat geçmiştir. Ara transfer döneminde takımın eksik noktalarına yapılacak kalbur üstü transferler bu takımın başarısının anahtarı olacaktır. Bunu yaparken de öyle ahım şahım ek külfet de yaratmalarına gerek yoktur. İlk yarıda hiç kullanmadıkları oyunculardan kurtularak bile yapılacak transferlerin mali yükünü karşılamaya yetecektir.
Son olarak yapılaması gereken transferleri bölgeleri ve olası oyuncuları ile de söyleyelim ki, hep eleştiri hiç isim yok demesinler. Sol stopere Serdar Aziz, sol orta saha Ozan İpek, ön libero Alper Potuk ve son olarak da forvete dünya çapında adam eskitme, duvar olma ve gol yeteneği olan bir yabancı forvet. Forvet’in ismini de kendileri bulsunlar artık, zira yelpaze geniş.
Saygı ve sevgilerimle,
Kuyumcu