21 Ocak 2012 Cumartesi

Uyanık Ol Ey Trabzonsporlu, Oyunun Parçası Olma!!!

Doğrusunu söylemek gerekirse yazmaya başladığım maç yazımın ilk halinin bununla pek bir alakası yok. Daha önceki maç yazılarımı okuyanların da aşina olduğu üzere sahaya çıkan takımların dizilişlerini, oyun içindeki taktiklerini, yaptıklarını, yapamadıklarını kendi penceremden anlatarak başlamıştım yazıma ve ilk yarı sonunda genel bir taslak çıkarmıştım ilk 45 dakikayı anlatan. Özetle sahada oynanan oyunu yorumlamaya gayret etmiştim ama gördüm ki oynanan asıl oyun sahada değil çok daha farklı yerlerde oynanıyor ve ısrarla, inatla şiddeti ve pisliği artarak oynanmaya oynatılmaya devan ediyor.

Trabzonspor sahaya yanlış kadroyla çıkmış ya da yanlış dizilişle oynamış, X oyuncu çok hata yapmış, onun yerine Y oyuncusu olsaymış daha iyi olurmuş, gerekli takviyeler yapılmamış demenin inanın hiçbir anlamı yok. Gerek bugün yaşananları gerekse bu sene lig başından beri yaşananları gördükten sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu sezonun senaryosu daha en başından yazılmış, sonrasında da TFF, Hakemler ve Medya tarafından maşalığını yaptıkları karanlık güçlerin yazdıkları bu senaryo sahneye konmuştur.

Geçen sene şereflerini ve onurlarını satanlar, kendilerini satın alanlara olan vefa borcunu gerek onlara karşı oynadıkları oyunlarla gerekse Trabzonspor’u ağırladıkları müsabakalarda sergiledikleri davranışlar ve takındıkları tavırla açık seçik ortaya koymaktalar. Bunu yaparken de en büyük desteği sahaların kara vicdanlı cellatlarından görmekte ve gerekli yerlerde aldıkları destekle dirençlerini arttırıp bazen emellerine ulaşmaktadırlar. Bugün Karabük’te yaşananlar, tribünlerin ve hakemin tavrını bu anlamda yadırgamamak lazım zira herkes kendine verilen rolü oynuyor.

Burada onların ne yaptıklarının ya da ne yapmadıklarının bir önemi yok, burada önemli olan bizim neler yapıp neler yapmadığımız. Şunu açıkça söylemeliyim ki bu camianın dinamiklerini oluşturan her bir bireyin şu an yapması gereken ilk şey sakinleşinceye kadar derin nefes alması ve ağzından herhangi bir kelime çıkmadan önce yutkunması ve kendi oyuncusuna, hocasına ya da yönetimine kötü bir söz çıkacaksa tekrar tekrar yutkunması ve gerekirse susmasıdır.

Gün kendi bünyemizdekileri eleştirip hedef gösterme günü değildir, gün birlik olup oynanan oyunun parçası olmamak bu oyunu bozma günüdür. Geçen sene Fenerbahçe karşısında delikanlı gibi mücadele eden Bursaspor’un bu sene başına gelenler ortadadır, onlardan da şerefini, onurunu satmamanın hesabı hakemler tarafından soruluyor ve sorulmaya da devam edecek.

Şurası bir gerçek ki bu yıl kimileri gol atmadan karşılaşma sona ermeyecek, kimileri her maç 10 kişiye karşı oynayacak, kimilerinin top ağlarını yırtmadığı müddetçe gol verilmeyecek ve bu senaryo uygulanmaya devam edecek. Çünkü oynanan bu oyunun planlandığı gibi son bulması için bazılarının şampiyonluğunun garantiye alınması, bazılarının olası puan silme sonunda ligde kalmasının sağlanması ve bazılarının da yarışın içinde tutularak ağzına bal çalınması gerekmektedir.

Uyanık ol ey Trabzonsporlu, oyunun parçası olma, takımının yanında ol. Kan yut kızılcık şerbeti içtim de ama asla ve asla kendi camianın herhangi bir ferdini hedef alma. Oyunun sonuna gelmiş durumdayız şikecilerin, satılmışların defterini çok yakında hep beraber düreceğiz ve o gün söylenmesi gereken her şeyi bu oyunu oynayanların yüzüne vurmuş olacağız. Bu ligde sivas da çok var eskişehir de, aydınus da çok var çakır da ama bu ligde alnı ak, başı dik, onuruyla mücadele tek bir TRABZONSPOR var bizim görevimizde O’na sahip çıkmak.



Saygı ve sevgilerimle,

Ender Kuyumcu

1 yorum: